YENİ ASYANIN TAHRİFATI DİYANETE BULAŞTI
"Hile ve fitne, perde altında kaldıkça tesir eder.
Zâhire çıkmakla iflâs eder, kuvveti söner.
Perde öyle yırtılmış ki, senin yalan, hile, fitnen
hezeyana, maskaralığa inkılâp edip akim kalıyor."
(Hutuvat-ı Sitte)
Nurları tahrif eden ZAMANcılar ve YENİ ASYAcılar „DİYANET Nurları tahrif etti“ haberi yaparsa sadece kendilerini rezil ederler. Ve fitne ve hilelerinin zahire çıkmasına yardım ederler. Çünkü Nurları tahrif edenler kendileridir.
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz,
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Bediüzzaman'ın Risale-i Nur Külliyatı'nı
hem tekeline aldığını hem de kendi yaptığı baskılarda açıkça tahrif ettiğini yazdı.
(link http://www.zaman.com.tr/gundem_yeni-asya-gazetesi-genel-yayin-yonetmeni-kazim-gulecyuz-diyanet-risale-i-nurlarda-tahrifat- yapiyor_2277341.html)
Bizde deriz ve delil ile ispat ederiz ki, Diyanetin bastığı
İşarat-ül İ'cazı tahrif edenler, bizzat kendileridir !
Takdir-i kelam "radun kasifun" ,"berkun hafizun" dir, yahud Ra’d ve Berkin nekre ve mechuliyetlerini ifade içindir..
(İşarat-ül İ'caz, S. 182 Osmanlıca ENVAR )
DİB baskısı İşarat-ül İ'cazda ayetin meali metinin içine (!) ilave edilmiş. BU Risale-i Nuru TAHRİFDİR.
BU tahrifin Kaynağı nedir? Kimlerdir? Alttaki resim cevab veriyor !
Yeni Asya baskısındaki Tahrif DİB baskısında devam ediyor ! Üstelik Diyanet ayetten alınan Kelimeleri arabça verirken,YENİ ASYA latince tab etmekle katmerli TAHRİFE imza atmış.
O halde
DİB baskısını ifsad eden bizzat YENİ ASYACILAR ve NESİLCİLER dir....!!!
Diyanetteki bir takım Vazifedarlarla kitabın içine HULUL etmişler...
BU oyuna gelmiyeceğiz ! çünkü elimizde original Risale-i Nur var !!!
AYET-HADİS VE KELAM-I KİBARLARIN ARABİ İFADELERİN MEALLERİNİ YAZMAK - ÜSTAD NE DİYOR ?
Bundan oniki sene evvel işittim ki, en dehşetli ve muannid bir zındık Kur'ana karşı sû'-i kasdını tercümesiyle yapmağa başlamış ve demiş ki: "Kur'an tercüme edilsin, tâ ne mal olduğu bilinsin." Yani, lüzumsuz tekraratı herkes görsün ve tercümesi onun yerinde okunsun diye dehşetli bir plân çevirmiş. Fakat Risale-i Nur'un cerhedilmez hüccetleri kat'î isbat etmiş ki: Kur'anın hakikî tercümesi kabil değil ve lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabî yerinde Kur'anın meziyetlerini ve nüktelerini başka lisan muhafaza edemez ve herbir harfi, on adedden bine kadar sevab veren kelimat-ı Kur'aniyenin mu'cizane ve cem'iyetli tabirlerinin yerini, (beşerin âdi ve cüz'î tercümeleri tutamaz, )onun yerinde câmilerde okunmaz diye Risale-i Nur her tarafta intişarıyla o dehşetli plânı akîm bıraktı. Fakat o zındıktan ders alan münafıklar, yine şeytan hesabına Kur'an güneşini üflemekle söndürmeğe ahmak çocuklar gibi ahmakane ve divanecesine çalışmaları sebebiyle bana gayet sıkı ve sıkıcı ve sıkıntılı bir halette bu Onuncu Mes'ele yazdırıldı tahmin ediyorum.
(Sözler - 461)
*****
ÜSTAD GEREKEN YERLERDE MEAL VERMİŞTİR BAZI YERLERDE İSE VERMEMİŞTİR BUNA SADIK KALINMALIDIR
Beşinci Nokta:İman duayı bir vesile-i kat'iyye olarak iktiza ettiği ve fıtrat-ı insaniye, onu şiddetle istediği gibi; Cenab-ı Hak dahi "Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?" mealinde قُلْ مَا يَعْبَوءُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاوءُكُمْ ferman ediyor. Hem اُدْعُونِى اَسْتَجِبْ لَكُمْ emrediyor.
(Sözler - 317)
Taklid suretinde çiçek resimleri; hakikî, hayatdar çiçeklere nisbeti derecesinde olamaz. Şu اَفَلَمْ يَنْظُرُوا dan tâ كَذَلِكَ الْخُرُوجُ a kadar güzelce meali söylemek çok uzun gider. Yalnız bir işaret edip geçeceğiz.
(Sözler - 432)
Sonra kıyas-ı binnefs suretiyle herkesi, hattâ herşeyi kendine kıyas edip, Cenab-ı Hakk'ın mülkünü onlara ve esbaba taksim eder. Gayet azîm bir şirke düşer. اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ mealini gösterir.
(Sözler - 538)
***
VARİS AĞABEYLERİN AÇIKLAMASI:
…Bazı neşriyatların Risale-i Nuru sadeleştirme,arabi ibarelerin mealini yazma veya sahife altına bazı kelimelerin lugat manalarını koyma,vesaire gibi bazı tasarrufatlarda bulunduklarını görüyoruz.
Üstadımız,vasiyetnamelerinde “Şimdi butun talebelerin fevkinde diyerek değil,benim en yakınımda hizmetimde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından görenler…”,”Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam,Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek yapabilsinler.” şeklinde buyuruyor. Bu gibi tekliflerden bazıları,Üstadımız henuz hayatta iken de teklif edilmişti.Üstadımız bu teklifleri kabul etmemişti. Binaenaleyh bizler de me’suliyetten kurtulabilmek için bu gibi tasarrufları kabul edemiyoruz
......
Mustafa Sungur,Hüsnü,Abdullah,Ahmed Aydemir,Tillolu Said,Seyyid Salih
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüzün, ZAMAN gazetesinde (!) sarfettiği hezeyanvari Sözlerini tekrar hatırlayalım:
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Bediüzzaman'ın Risale-i Nur Külliyatı'nı
hem tekeline aldığını hem de kendi yaptığı baskılarda açıkça tahrif ettiğini (açıkladı)
(link http://www.zaman.com.tr/gundem_yeni-asya-gazetesi-genel-yayin-yonetmeni-kazim-gulecyuz-diyanet-risale-i-nurlarda-tahrifat- yapiyor_2277341.html)
Zübeyr Ağabeyin izinden gittikerini iddia eden bu sahtekar zümre TEKEL yargarası çıkarırken, Zübeyr Ağabeyin bizzat kendisi Neşriyatın Varis Ağabeyler, yani TEKELDEN yapmasını arzu ettğini bilmezlermi, yoksa bizi aldatmaya mı çalışıyorlar??
“Yayın birliğini muhafaza etmek, Nur Talebelerinin tesanüdünü koruyabilmek için çok önemlidir,”diyen Zübeyr Gündüzalp yazısının devamında Halis ve sadık bir Nur talebesinin Varislerden kopuk neşriyat yapılmasının mümkün olmadıgını söyler. Yapanlar (YENİ ASYA; NESİL; SÖZ BASIM) FİTNE kapısını açmışlardır…
Hizmet edeceğim diye tab hizmetinde rekabete kapı açmamak. Ama neşir bir cemaatin görevidir. Risale-i Nurun Müellif-i Muhteremi Aziz ve Necib Üsdadımız Bediüzzaman Said Nursinin eserleri Risale-i Nur Külliyatının tab hizmeti Üstadımızdan vekaleti olan naşirler tarafından aksatmadan yerine getirilirken Üstadımızdan vekaleti olmayan bir başka şahıs veya şahıslar gurub olalark bizde tab yapacağız, tab yaparak hizmet edeceğiz demek,cemaatimizin içinde rekabete kapı açmaktır, ki bu çığır açılmamalıdır bu bir fitnedir. …
Üstadın hizmetlarklarıda kendi nezaretlerinde ehl-i hizmet kardeşlerle ahengi içerisinde beraber yapagelmişlerdir. Bu ahenk , bu silsile, bu birlik ve bu bir elden tab hizmeti nesilden nesile intikal ederek bir eldenlik kıyamete kadar devam ettirilmelidir. Bunda Risale-i Nurun Üstadımızdan gelen ayniyetçiliği ve Üstadımıza aidiyetçiliğinin muhafazası ve dairemizin tesanüdünü birlik ve beraberliğini dirlik ve düzenini muhafaza bakımından sayılamıcak kadar faydalar vardır.
Risale-i Nur ve Talebelerinin faaliyetlerine ve gücüne dünyada hiç bir zındık dinsiz karanlık güçler alakasız değildir. Üstadın vefatında ingiliz, rus, fransız radyoları türkçe Üstadın aleyhinde neşriyat yaptılar. Kötüleyici. Üstad en ücra denilebilecek bir otel odasında vefat etti. Ne topu var ve tüfeği, ne ordusu. Bu üç devleti ilgilendiren ne ki, öyle aleyhte neşriyat yaptılar. Üstad öyle bir fikri cereyan vücuda getirmiş ki zındıkları tir tir titretiyor. Onların müslumanlar ve islamiyet aleyhinde bütün planlarını tar-u mar ediyor. Onun için lakayd kalmıyorlar. Ayrıca Üstad bu 3 devlet, islamın ezeli ve ebedi düşmanıdırlar. Bu üç devlete hakkımı helal etmiyorum demiştir. Bunları dünyada hiçbir zındık dinsiz karanlık güçler alakasız değildir iddiama delil olarak anlatıyorum.
Zikrettiğim zararları ve daha bir çok başka zararları vermek için
v bazı hissiyatları
v ve içimizde bazı kimseleri
v amaçlarını gizliyerek
v naşirlerin bazı beşeri kusurarını bahane ederek, siz daha iyi yapabilirsiniz vs tahrikleriyle
Risale-i Nurun bir elden tab hizmetini ceşitlendirip Risale-i Nurun aleyhinde kullanabilirler.
Bu yolla uhuvvvet ve tesanudümüzü bozabilirler. Öylece büyük bir fitneyi içimize sokarlar Nur Talebeleri bu oyuna düşmemelidir. Içimizden kandırıp böyle yapanlar olursa, böyle bir oyuna gelmiş olur. Hangi niyetle olursa olsun fitneye sebeb olacağından sadakatsizlikdir. ..adeta korsan bir faaliyetidir. Bunun maddi, manevi, dünyevi ve uhrevi vebali azimdir. Hizmet yapıyorum diye bu yolla Nur Talebelerinin içerisine bir rekabet sokub onların uhuvetlerini tesanüdlerini bozanların manevi mesuliyetleri çok büyüktür, ki bunu ancak
v su-i maksadlı
v ve emr-i ilahi ve nehy-i ilahiye,
v hukuk-u ibadın ve müellifin haklarına riayette amel amelsiz,
v sadakatsiz,
v ihlassız,
v şayan-ı itibar ve güvenilir olmayan kişiler yapar. (Zübeyir Gündüzalp)
Kaynak: VIDEO