"Lillâhilhamd ve lâ fahr... İhlâs-ı niyeti ihlâl eden ve anâsır-ı garaz olan nesep ve nesil ve tama' ve havf beni bilmiyorlar. Ben de onları tanımıyorum veya tanımak istemiyorum. Zira, meşhur bir nesebim yok ki, mazisini muhafazaya çalışayım. Ben ebu lâşey olduğumdan bir neslim de yoktur ki, istikbalini temin edeyim... Öyle bir cünunum var ki, Divan-ı Harp dehşet ve tahvifiyle tedavisine muktedir olamadı. Öyle bir cehaletim var ki, Beni ümmî edip, dinar ve dirhemin nakşını okuyamıyorum.
Kaldı, ticaret-i uhrevî... Öyle bir ahd etmişim ki, re’sü’l-mâli de kaybetsem mesleğimden dönmeyeceğim. Şimdiden hasâret ediyorum, çok günaha düşüyorum.
Birşey kaldı, o da şöhret-i kâzibedir. İşte Ben ondan usandım, kaçıyorum. Zira uhdesinden gelmediğim çok vazifeyi bana yükletiyor." (Asar-ı Bediyye sh:359)
Bir kardeşimize Abdullah Yeğin Ağabey eliyle ulaşan bu belgeyi sitemizde arşivleyip paylaşmayı muvafık gördük. Nurları yetkileri olmadığı halde TAB eden korsan neşriyatlara (Yeni Asya, Şahdamar, Nesil, SÖZ Basım, RNK vs..) haddini bildirip darbe vuran bu Belgelerin tesirini halk etmesini Rabb-ı Rahimimizden niyaz ederiz.